- Sikiya
- Sp Sikijà -õs Ap Сикия/Sikiya L u. ir g-tė RF (Totorijoje)
Pasaulio vietovardžiai. Internetinė duomenų bazė.
Pasaulio vietovardžiai. Internetinė duomenų bazė.
sıkıya almak — 1) hareketlerini sınırlamak veya önlemler almak Seniha etrafını bu kadar sıkıya alan bu adamlardan hiç sıkılmıyor mu? Y. K. Karaosmanoğlu 2) disiplin altına almak Başkan son zamanlarda işleri sıkıya aldı … Çağatay Osmanlı Sözlük
sıkıya gelmek — güç bir durumla karşılaşmak Sıkıya geldi mi borç etmekten çekinmez, sonra bu borçları ödemek için evinin eşyasını satar. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
sıkı sıkıya — zf. 1) Çok sıkı olarak, sımsıkı Bekçiyi sıkı sıkıya bağlayarak ötede hendeğin içine bıraktılar. M. Ş. Esendal 2) İyice Biçimler sonsuz ve ölümsüzdür ama maddeye sıkı sıkıya bağlıdırlar. A. Erhat … Çağatay Osmanlı Sözlük
başı sıkıya gelmek — herhangi bir güçlük karşısında bunalmak, zor durumda kalmak Başımız sıkıya geldi mi hemen onlara koşacağız. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
sıkı — sf. 1) Dar Sıkı bir kemer. 2) İyice sıkıştırılmış, doldurulmuş, tıkız, gevşek olmayan Sıkı bir denk. 3) Zorlu, güçlü ve etkili En sıkı ve katı bir merkeziyet sistemi, bugün diğer faaliyet merkezlerini bloke edebilir. B. Felek 4) Dikkatli, titiz… … Çağatay Osmanlı Sözlük
Syun River — Infobox River river name =Sön, Syun River caption = origin = Bashkortostan, Russia mouth = Nizhnekamsk Reservoir, Belaya River (Kama basin), Bashkortostan basin countries = Bashkortostan and Tatarstan, Russia length = 209 km elevation = mouth… … Wikipedia
Sioun — Caractéristiques Longueur 209 km Bassin 4 500 km2 Bassin collecteur … Wikipédia en Français
bağlaşık — sf., ğı 1) Aralarında anlaşma veya sözleşme sağlanmış olan (kimse veya topluluk), müttefik 2) Sonuç, sebep gibi birbiriyle sıkı sıkıya bağlı ve karşılıklı bağımlı olan (nesne, terim) … Çağatay Osmanlı Sözlük
baş — 1. is., anat. 1) İnsan ve hayvanlarda beyin, göz, kulak, burun, ağız vb. organları kapsayan, vücudun üst veya önünde bulunan bölüm, kafa, ser Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı. N. Cumalı 2) Bir topluluğu yöneten kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük
biçimcilik — is., ği 1) Biçime sıkı sıkıya bağlılık 2) fel. Özü, içeriği yeterince önemsemeden yalnız biçim üzerinde duran, biçime ağırlık veren görüş Birleşik Sözler insan biçimcilik … Çağatay Osmanlı Sözlük